22 Nisan 2013 Pazartesi

İki kıyı tek sevda...

İki kıyı... Tek deniz... Uzun sofralarda deniz kokan mezeler... İki yeşil... tek mavi... Kadehlerde tek beyaz... Dillerde tek şarkı... Yüreklerde tek dans...
Aah Ege... Havası güzel, suyu güzel, insanı güzel Ege... Yeri geldi mi rüzgarı sert, yağmuru zor, ama her haliyle bizim Ege...
İki kıyı... Tek insan... Yüksek sesle konuşan, yüksek sesle gülen, yüksek sesle tartışan... Sofrasından şen kahkahalar çınlayan... Sevdiğine sıkı sıkı sarılan... Bırakıp bırakıp tekrar sarılan... Sevdiğine dokunan insan... İyi günde, kötü günde kadehleri kaldıran...
Diz vurunca yürekleri titreten efeler... En efkarlı anında dans eden, zeybekler... Kah sallanan kah kendini yerlere bırakan... Yeri döven, dizini döven... İçini sızlatan... Derken zıplayarak geri ayağa kalkan... Tekrardan hayatın bütün hoyratlığına karşı dimdik duran... Açıp kollarını hayata tekrar meydan okuyan... Yürekli... Yüzünde bir hüzün... Bazen yüzünde bir sert rüzgar... Bazen yüzünde bir yumuşak gülümseme... Yüzünde kalbinin bütün temizliği...Yüzünde kalbi... Yüzünde hepsini saklayan saçı...  Kalbinde gözü... Gözleri kapalı da izlenen zeybek... Gözleri kapalı da yapılan dans...