16 Aralık 2012 Pazar

Hayat, kamplar ve zeybek...

Ve tekrar "Hayat..." Diye başlayacağım ... Bilmem kaçıncı "hayat" yazıma... Bilmem kaçıncı kez ne yazacağımı bilmeden...

Bu ara bilmem kaçıncı kez dinlediğim şarkının sözleri çınlıyor kulağımda: Şimdi hayat ister çiçeklere gelsin, isterse vursun geçsin... En bilindik yalanlarından bir yalan seçsin gelsin... Ben bu yolda tekrar yürümem diyor devamında... Kaç kere aynı yollardan yürüdüğümü düşünüyorum sonra... Aynı taşlı yollar, aynı çamurlar, aynı zirveler, aynı yorgunluklar... Sonrasında aynı huzur buluşlar...

Bir kamp yürüyüşündeydik, dik bir yamaca tırmanıyorduk... Günlerdir yağmur yağmıştı, o kadar ıslaktı toprak, bir adım atıp bazen metrelerce geri aşağı sürükleniyorduk... Tek bir dal yoktu tutunacak... Öyle bir anda tam geri sürüklenirken bir dal gördüm, sımsıkı tutundum, ısırganmış, tutmamla kendimi geri atmam bir oldu... O zaman yanımda yürüyen arkadaşım: "insanın bu hayatta tutunacak bir dalı olması ne kadar önemli" dedi... O anda bilemiyorsun kalan hayatın boyunca kaç kere o anın aklına geleceğini... Kamplar ve hayat... Ne kadar eğitmiş beni kamplar, yaşarken öğreniyorum...

Şimdilerde ise bir zeybek dansı benim için hayat... Gözlerini kapatıp kendini ritme bırakıyorsun... Sarhoş ve yorgunsun... Bazen yalpalıyorsun bir an, sonra hoop geri toparlıyorsun, sahnedesin, dans kendini bırakmaya gelmiyor... Yakalayacaksın... Öyle bir an geliyor, düşüveriyorsun... Hayat... Dövünüyorsun biraz, hayat zor... Sonra hoop geri kalkıyorsun... Devam ediyor dans...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder